Zeytin ve Zeytinyağı

Zeytin ağacı, dünya üzerinde en uzun yaşayan ağaçlardan biridir. Ortalama 300-400 yıl ömre sahip olan zeytin ağacının, en yaşlısı ise 3 bin yaşında ve Girit adasında bulunmaktadır.

Ölümsüz ağacın iksiri ya da sıvı altın olarak da bilinen zeytinyağı, zeytin ağacı meyvesinin işlenmesi ile elde edilen, bitkisel yağlar içerisinde fiziksel yöntemlerle doğal olarak üretilip oda sıcaklığında tüketilebilen yeşilimsi, sarımtırak renkteki yağdır.

Zeytinyağının ham maddesi olan zeytin, üretimi sırasında fazlaca el emeğine ihtiyaç duyar. Çok faydalı bir meyve suyu olan zeytinyağının taneden elde ediliş safhasına kadar olan süreci, diğer tohum yağlarına kıyasla beslenme yönünden gösterdiği üstün özellikleri ile her açıdan çok değerlidir.

Ege ve Akdeniz iklimine özgü bir ağaç olan ve ilk olarak Yunanistan’ın Santorini Adası’nda ortaya çıktığı düşünülen zeytinden elde edilen zeytinyağının tarihi, zeytinle binlerce yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Bu yüzden de birçok mitolojik ve tarihi olaya ilham olan zeytin ağacı ve zeytin dalları, Akdeniz Kültürü’nün önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Tarih, zeytinyağı üretimine ilişkin en belirgin izlerin Akdeniz’de yaşamış medeniyetlerin M.Ö. 4500 yıllarına dek uzandığını göstermektedir. Zeytinyağı kültürünün Akdeniz’deki diğer kavimlere yayılmasında en önemli rolü Giritliler oynamış ve 3000 yıl boyunca bu serüven devam etmiştir. Güçlü ticaret filolarına sahip olan Giritliler’in gerçekleştirdiği zeytinyağı ticaretinin günümüzdeki en canlı tanıkları, Knossos ve Faistos saraylarının yıkıntıları arasında bulunan 2 metrelik zeytinyağı küpleridir. Bu dev küplerle beraber bulunan tabletlerde ise o günkü zeytinyağı ticaretinin nerelere yapıldığını ve zeytinyağının nerelerde üretildiğine dair bilgiler yer almaktadır.

Zeytin ağacı, uzun yıllar yaşamasını içinde barındırdığı hücre yenileyici özelliği bulunan antioksidanlara borçludur ve antioksidanlara polifenol adı verilir. Polifenoller antioksidan olarak insan vücudunda çeşitli nedenlerle oluşmuş serbest radikalleri etkisiz hale getirme kabiliyetine sahiptirler. Polifenollerin hücre yaşlanmasını geciktirdiği ile ilgili kanıtlar bulunmaktadır. Zeytinin ürettiği polifenoller de zeytin ağacının uzun yıllar yaşamasını sağlamaktadır. Polifenol pek çok yiyecekte bulunur ancak bedenimiz bu bileşenlerin bir kısmını kullanabilir. Sabah içilen zeytinyağı hem iştahı dengelemek hem sindirim sistemini korumak, hem de hücreleri koruyucu antioksidanları vücudumuza almak için çok faydalıdır. Kahvaltı öncesinde, 20 ml kadar içilen yüksek polifenollü zeytinyağının içindeki faydalı bileşenler vücudumuz tarafından kolayca emilir.

Zeytinyağının sindirim sistemi ve metabolizmayı hızlandırıp kilo vermeye yardımcı olduğu bilinmektedir. Ayrıca E, A ve K vitaminleri, demir, kalsiyum, potasyum, amino asitler ve doymamış yağ asidi olan oleik asit açısından zengin olması sebebiyle diğer birçok yağ çeşidinden her zaman bir adım öndedir

İçeriğinde barındırdığı bu çeşitlilik ve fayda sayesinde zeytinyağı; gıda sektöründe kullanılmasının yanında tarih boyunca sabun, kozmetik ve ilaç yapımı gibi alanlarda da kullanılmıştır. “Doğal fonksiyonel gıda” olarak da bilinen zeytinyağı, kimyasal yapısındaki fenolik bileşenler, antioksidanlar, tokoferoller ve E vitamini sayesinde insan sağlığı üzerinde önemli rol oynar. Doymamış yağlar bakımından zengin olduğundan, kandaki kolesterol seviyesini dengelemeye yardımcı olur. Sindirim sistemine son derece faydalı olduğu ve aynı zamanda kan şekeri seviyesini azaltarak diyabete iyi geldiği bilinmektedir Zeytinyağı, antienflamatuar ve antimikrobiyal özellikleri olan polifenoller bakımından zengindir. Sonuç olarak, kullanımı patojenik bakteri üremesini engellediği ve bu bakterilerin sebep olduğu enfeksiyon hastalıkları için faydalı olduğu araştırmalarca onaylanmıştır.

Zeytinyağının bu şifalı etkileri, eski medeniyetler tarafından da keşfedilmiş, zeytinyağı tütsülenerek dumanı buruna çekilerek baş ağrısında, öksürük tedavisinde, bazı deri hastalıklarında ve zehirlenmelere karşı tedavi sürecine katkı sağlamış olup aynı zamanda kaynar suya damlatılıp içilerek mide hastalıklarının tedavisinde insanlara büyük katlı sağlamıştır.

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR